10225,48%-1,28
40,22% 0,13
46,75% -0,22
4326,86% 0,20
6902,17% 0,06
Van Gölü'nde Su Çekildikçe Mikrobiyalitler Gün Yüzüne Çıkıyor
Tatvan kıyıları adeta mikrobiyalit tarlasına döndü
Küresel iklim değişikliğinin etkileri, Türkiye’nin en büyük gölü olan Van Gölü'nde her geçen yıl daha belirgin hale geliyor. Dünyanın en büyük sodalı gölü olma özelliğini taşıyan Van Gölü’nde yaşanan su çekilmesi, Bitlis’in Tatvan ilçesi başta olmak üzere kıyı şeridinde doğal bir değişime neden oldu. Özellikle İncekaya köyü kıyılarında beliren yüzlerce mikrobiyalit, bölgeyi adeta doğa tarihinin açık hava sergisine çevirdi.
Van Gölü’nün su seviyesi, son yıllarda küresel kuraklıkla birlikte giderek geriliyor. Her ne kadar geçtiğimiz yıl bölge, önceki yıllara kıyasla daha fazla yağış almış olsa da bu yağışlar göl seviyesindeki düşüşü engelleyemedi. Bu süreçte, göl tabanında yer alan ve normalde su altında kalan mikrobiyalitler gün yüzüne çıkmaya başladı. Bilimsel adıyla biyojenik karbonat yapılar olarak bilinen mikrobiyalitler, göl suyunun dibinde milyonlarca yılda oluşan ve sadece nadir göllerde rastlanan doğal yapılardır.
Tatvan, Ahlat ve Adilcevaz kıyılarında çeşitli boyut ve şekillerde beliren mikrobiyalitler, hem görsel bir şölen sunuyor hem de gölün ekolojik değişimine dair somut ipuçları taşıyor. Özellikle Tatvan’ın İncekaya köyü kıyısında ortaya çıkan mikrobiyalitlerin bazıları 1 metreyi aşan boylarıyla dikkat çekiyor.
İncekaya köyünü ziyarete gelen vatandaşlardan Mihriban Sancak, geçen yıla kıyasla daha fazla mikrobiyalit gözlemlediklerini belirtti. Sancak, “Manzara çok güzel ama gölün bu şekilde çekilmeye devam etmesi bizleri endişelendiriyor. Eskiden bu yapılar su altındaydı, şimdi çıplak gözle her yerde görülebiliyor” dedi.
Bir başka ziyaretçi Mehmet Okay ise “Her geçen yıl göl daha da geri çekiliyor. Mikrobiyalitler ortaya çıktıkça manzara değişiyor ama bu değişim, Van Gölü için iyiye işaret değil” sözleriyle endişesini dile getirdi.
Bilim insanları, Van Gölü’ndeki bu hızlı gerilemenin ekolojik dengeyi bozduğunu ve gölde yaşayan canlı türleri için ciddi tehdit oluşturduğunu vurguluyor. Bu durum, bir yandan dalış turizmi için yeni alanlar ve doğal güzellikler sunsa da, öte yandan bölge halkı için kaygı verici bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
Mikrobiyalitlerin ortaya çıkışıyla birlikte bölgede fotoğrafçılık ve doğa turizmi hareketlenirken, gölün geleceğiyle ilgili belirsizlikler ve riskler de gündemdeki yerini koruyor.
Van Gölü’nün çekilmesiyle ortaya çıkan doğal yapılar, hem birer bilimsel miras hem de iklim krizinin sessiz tanıkları olarak dikkat çekiyor.