Uçurtmadan Drone'a: Bir Köy Okulunda Hayal Gücüyle Yazılan Eğitim Mucizesi

Siirt Kurtalan’daki fedakâr öğretmenlerin dokunuşuyla, köy çocuklarının hayalleri gökyüzüne yükseldi

Bir Drone’umuz Olsaydı…

Siirt’in Kurtalan ilçesine bağlı Beykent Köyü’nde, bir okul bahçesinde sessizce dile gelen bir cümle, yüzlerce insanın yüreğine dokundu:
“Hocam keşke bizim de bir drone’umuz olsaydı.”
Bu, sadece bir çocuğun kurduğu masum bir hayal değildi. Bu, imkânsızlıkların içinde yeşeren umudun sesiydi. Ve bu sese kulak veren iki yürekli eğitimci, o hayali gökyüzüne taşımaya karar verdi.

Bilal Aydın ve Mustafa Seven: Hayalin Peşinden Giden Öğretmenler

Beykent İlk/Ortaokulu’nun Müdür Yardımcısı Bilal Aydın ve sınıf öğretmeni Mustafa Seven, öğrencilerinin bu dileğini imkânsız gibi görmediler. Çünkü onlar için öğretmenlik, sadece ders anlatmak değil; hayatı anlamlı kılmak demekti.

Çöp poşetlerinden ve çıtalardan bir uçurtma yapıldı.
Bilal öğretmen, kendi cep telefonunu bu uçurtmaya bağladı.
Ve rüzgârın yardımıyla uçurtma göğe yükseldi…
O an gökyüzü, çocukların gözünden ilk kez köylerini izledi.

Teknoloji Yoktu Ama Hayal Gücü Vardı

Bu projede pahalı ekipmanlar yoktu. Ne profesyonel drone, ne kamera… Ama Bilal öğretmen çocukların gözlerinden çıkan hayali, kalbinden gelen inançla birleştirerek o cihazı kendi cebinden çıkardı.
Sosyal medya üzerinden “Seyit Bilal” adlı hesabında yaptığı samimi paylaşımda şöyle yazdı:

> “Köyde öğrenciler demez mi hocam keşke bir drone’umuz olsaydı. Hayal bu ya… İsterler tabi. Eee drone olsaydı ne yapardık? ‘Çok güzel video çekerdik’ dediler… Oldu mu bilmiyorum ama hayallerimizin bir kısmını anlık gerçekleştirdik.”

Ve o görüntüler, çocukların hayaline dokunmakla kalmadı, bir milletin kalbine ulaştı.

Sosyal Medyada Gönülleri Fethetti

Bilal Aydın’ın bu paylaşımı binlerce kişiye ulaştı. İnsanlar, bu sade ama etkileyici hikâyeye yorumlar yağdırdı:

“İşte gerçek eğitim!”

“İmkânsızlıklara rağmen hayalleri yaşatan kahramanlar.”

“Uçurtma değil, bu umut taşıyor.”
Paylaşım, sadece sosyal medyada beğeni almakla kalmadı; yerel basında, öğretmen platformlarında ve eğitim çevrelerinde ilham örneği olarak dolaşmaya başladı.

Köyün Sessiz Kahramanı: Bilal Aydın

Bu hikâyenin arkasındaki isimlerden biri olan Bilal Aydın, sadece bir öğretmen değil; aynı zamanda bölgenin kanaat önderi, yetimlerin ve ihtiyaç sahiplerinin gönüllü destekçisi, Hz. Peygamber aşığı bir gönül insanı olarak tanınıyor.
Köy çocuklarına mont, ayakkabı, kırtasiye temin etmenin ötesinde, onlara bir baba sıcaklığı sunan bir figür.

“Bölgenin sahipsiz öğretmeni” diye anılan Aydın, hiçbir siyasi ya da kişisel çıkar gözetmeden; sadece Allah rızası ve insan sevgisiyle görev yapıyor.

Eğitimin En Saf Hali: Rüzgâr, Uçurtma ve Umut

Köyün çocukları, o gün sadece bir uçurtmayı izlemedi. Onlar, hayalin bile yeterli olduğunu gördü.
Kimi rüzgârla oynarken, kimi yukarıdan köyünü ilk kez görmenin heyecanını yaşadı.
Cep telefonunun kamerası, köyün çatısı, ağaçları, okul binası, tarlaları birer belgesel sahnesi gibi kayıt altına aldı.
Bu, belki de hayatları boyunca izledikleri en değerli videoydu.

Beykent Köyü: Gözlerden Uzak, Gönüllere Yakın

Beykent Köyü, medyada sıkça yer almayan, kırsalın gerisinde kalan, internetin dahi zor çektiği, teknolojiden bir adım uzakta yaşayan bir köy. Ama bu köyde çocuklar şehirdeki akranları gibi hayal kuruyor. Belki tabletleri, bilgisayarları yok ama hayal güçleri ve onları önemseyen öğretmenleri var.

Bu Sadece Bir Başlangıç

Bu olay, bir ilham örneği olarak Türkiye’nin her köşesindeki öğretmenlere seslendi:
“İmkânsızlık, bazen sadece bir bahanedir. Gerçek eğitim, gönülden geçer.”

Sonuç: Gökyüzüne Asılan Bir Eğitim Hikâyesi

Bilal Aydın ve Mustafa Seven, yalnızca birer öğretmen değil; bu ülkenin eğitimdeki vicdanıdır.
Onlar, köydeki çocukların yüreğine, gözlerine ve geleceğine dokunarak;
bir uçurtmaya bin hayal yüklediler.