8 Aralık, Suriye’de yıllar süren baskı ve zulme karşı verilen mücadelenin simge tarihleri arasında anılırken, Ankara’daki Siirtli hemşerilerimizin yakından tanıdığı, 22, 23 ve 24. Dönem Siirt Milletvekili ve Siirt Vakfı Ankara Şube Başkanı Afif Demirkıran, yayımladığı mesajla “Suriye Hürriyet Günü”nü kutladı.

Demirkıran, sosyal medya hesabından paylaştığı mesajında, yıllar boyunca zulüm düzeni altında ezilen Suriyelilerin adalet ve özgürlük arayışına dikkat çekerek, 8 Aralık’ı “özgürlüğe giden yolun önemli dönüm noktalarından biri” olarak nitelendirdi.

---“Suriyeli kardeşlerimizin özgürlüğe kavuşması en büyük temennimiz”

Demirkıran, mesajında özetle;

Suriye’de akan kanın durması,

Ülkenin toprak bütünlüğünün korunması,

Toplumsal barışın tesis edilmesi
gerektiğini vurguladı.

Suriyeli kardeşlerimizin özgürlüğe kavuşmasının sadece Suriye için değil, bütün bölge için hayati önem taşıdığını belirten Demirkıran, “Suriye’nin huzuru, Türkiye’nin ve bölgemizin huzurudur” mesajını ön plana çıkardı.

---Türk ve Suriye bayrakları yan yana: Kardeşliğin görsel ifadesi

Paylaşıma eşlik eden görselde Türk bayrağı ile Suriye’de özgürlük talebini simgeleyen bayrağın yan yana dalgalanması, Türkiye–Suriye halkları arasındaki tarihî ve kültürel bağların altını çizdi.

Görseldeki “Suriye Hürriyet Günü – 8 Aralık” vurgusu, bir yandan zulme karşı direnişi hatırlatırken, diğer yandan yeni ve adil bir geleceğe duyulan umudu yansıtıyor.

---“Toprak bütünlüğü ve siyasi birlik korunmalı”

Afif Demirkıran, mesajında özellikle Suriye’nin toprak bütünlüğüne yaptığı vurgu ile dikkat çekti. Her türlü dış müdahale, parçalanma ve vekâlet savaşının Suriye halkının acılarını derinleştirdiğine işaret eden Demirkıran, çözümün;

Ülkenin birlik ve bütünlüğünün korunmasında,

Farklı etnik ve mezhepsel unsurların eşit yurttaşlık temelinde buluşmasında,

Demokratik, çoğulcu ve katılımcı bir düzenin kurulmasında
yattığını dile getirdi.

Bu yaklaşım, hem Türkiye’nin resmi politikası olan “Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması” ilkesine paralel bir çizgi taşıyor hem de geleceğe dönük barışçı bir perspektif sunuyor.

---Suriyeli sığınmacılar, ortak insanlık meselesi

Demirkıran’ın 8 Aralık vurgusu, Türkiye’de yaşayan milyonlarca Suriyeli sığınmacının durumuna da dolaylı olarak atıfta bulunuyor. Suriye’nin yeniden istikrar ve güven ortamına kavuşmasının, zorunlu göçlerin sona ermesi, insanların kendi topraklarında onurlu ve güvenli bir hayat kurabilmesi için şart olduğu ifade ediliyor.

Bu çerçevede, “Suriye Hürriyet Günü”, sadece bir siyasi tarih değil; aynı zamanda, savaşın gölgesinde çocukluğunu, gençliğini, geleceğini kaybeden milyonlarca insan için umut kapısının sembolü olarak öne çıkıyor.

---“Zulüm bitecek, adalet kazanacak” inancı

Afif Demirkıran’ın mesajı, bölgeye dair karamsar tabloya rağmen umut içeriyor. Onun satır aralarında;

Zulmün, baskının ve adaletsizliğin sonsuza kadar sürmeyeceği,

Halk iradesinin ve adalet arayışının er ya da geç karşılık bulacağı,

Türkiye’nin de hem insani hem siyasi düzlemde bu süreçte önemli bir rol üstlenmesi gerektiği

fikri öne çıkıyor.

---8 Aralık: Hem hatırlama hem de sorumluluk günü

Sonuç olarak; Afif Demirkıran’ın “8 Aralık Hürriyet Günü” mesajı, yalnızca bir kutlama değil, aynı zamanda bir sorumluluk çağrısı niteliği taşıyor.

Bu çağrı;

Suriye’deki savaşın sona erdirilmesi,

Adil ve kalıcı bir barışın sağlanması,

Komşuluk ve kardeşlik hukukunun güçlendirilmesi,

Ortadoğu’da barış, istikrar ve refahın hakim olması için
hep birlikte daha fazla çaba gösterilmesi gerektiğini hatırlatıyor.

Suriye’nin özgür, bağımsız, huzurlu ve bütün bir ülke olarak ayağa kalktığı günleri görmek, hem Türkiye’nin hem bölgenin hem de insanlığın ortak dileği…