9203,37%1,11
39,62% 0,16
45,68% 0,20
4296,95% 0,15
6933,62% 0,33
Siirt’in yüzyıllardır süregelen lezzeti olan “büryan kebabı”, kente gelen yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmeye devam ediyor. Özel tandırlarda sabahın erken saatlerinde pişirilen bu eşsiz tat, sadece bir yemek değil, aynı zamanda kültürel bir miras olarak yaşatılıyor.
Siirt’in tarihi sokaklarında sabah saat 04.00’ten itibaren başlayan hareketlilik, büryan kebabının tandıra girişiyle başlıyor. Kuyunun dibinde yakılan meşe odunu ile kızdırılan tandır, daha sonra mühürlenerek kuzu eti kendi buharında 2,5 – 3 saat boyunca pişiriliyor. Sonuç: Dışı çıtır, içi lokum kıvamında bir ziyafet.
Siirtli usta kebapçı Mehmet Elçi, büryanın bir gelenek olduğunu vurguluyor:
“Bu iş sabır, ustalık ve sadakat ister. Büryan, sadece eti değil, sabahın bereketini de pişirir. Her gün saat 06.00’da ilk servis yapılır. Geç kalan büryan bulamaz.”
Bayram, yaz tatili ve fuar dönemlerinde Siirt’e gelen gurbetçiler ve turistler, sabah kahvaltısını büryanla yapmadan memleketten ayrılmıyor. Siirt Tanıtım Günleri gibi etkinliklerde sunulan büryan, İstanbul’dan Ankara’ya kadar geniş bir coğrafyada da şöhret kazanmış durumda.
Siirt büryanı, Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından coğrafi işaret tescili alarak yerel gastronomi envanterine dâhil edildi. Bu gelişme, büryanın taklit edilmesinin önüne geçerken, yerel üreticilere de yeni bir değer kattı.
Uzmanlara göre büryan, sağlıklı pişirme yöntemi ve doğal malzemeleriyle hem sindirimi kolay hem de besin değeri yüksek bir yemek. İçeriğinde baharat ya da katkı maddesi bulunmayan bu lezzet, doğal beslenme arayanlar için eşsiz bir alternatif sunuyor.
Siirt büryanı, yalnızca bir kebap değil, bir medeniyetin sofradaki izi…
Kuyudan çıkan her porsiyon, Siirt’in tarihinden bugüne uzanan dumanı üstünde bir kültür taşıyor.