10918,51%-1,07
42,44% 0,01
49,48% -0,03
5742,36% 0,05
9299,63% -0,25
Yıl 2008’di… Mücadele Gazetesi’nde yayımlanan bir yazıda Siirtli gazeteci-yazar Vehip Emrah, “İnek Deyip Geçmeyin” başlığıyla dikkat çeken bir makale kaleme almıştı. Yazıda, şehir merkezinde serbestçe dolaşan ineklerin sadece bir “görüntü kirliliği” olarak değil, aynı zamanda insan hayatının içinde bir yaşam göstergesi olduğuna vurgu yapılmıştı.
Aradan yıllar geçti… O dönem “Haşmetli inekler” olarak tanımlanan bu hayvanlar, Siirt’in gündelik hayatında hem mizah hem de ibret konusu olmuştu. Ancak Emrah’ın yazısındaki asıl mesaj, ineklerin değil insanların tutumunun tartışılması gerektiğiydi.
Vehip Emrah, 14 Nisan 2008 tarihli köşesinde, Kur’an-ı Kerim’de “Bakara (İnek) Suresi”nin hikmetine dikkat çekerek şunları yazmıştı:
“İnek, sıradan bir hayvan değildir. Yaratılışında hikmet vardır. Onlara eziyet eden, Allah’ın yarattığı düzene eziyet eder. Peygamber Efendimiz bile bir kediyi hapsedip aç bırakanın cehennemlik olduğunu buyurmuştur. O halde inekleri hor görmek, bize yakışmaz.”
Emrah, yazısında Siirt sokaklarında gezen ineklerin aslında birer “uyarı” gibi olduğunu belirtmiş, “Haşmetli inekler bir parça görüntü kirliliği oluşturuyor olabilir, ancak zamanında onlara uygun barınak ve düzen sağlansaydı bugün bu sorunlar da olmazdı” ifadelerini kullanmıştı.
Bugün dönüp bakıldığında, o satırların bir çevre, düzen ve yaşam kültürü eleştirisi olduğu anlaşılıyor.
Emrah, o yıllarda Siirt’te modernleşmenin yanlış anlaşıldığını; hayvan barınaklarının ortadan kaldırılmasıyla hem insanların hem de hayvanların yaşamının zorlaştığını dile getirmişti.
“O zamanlar ahırlarımız kaldırıldı ama yerine doğru dürüst barınak yapılmadı. Şimdi inekler yok, ama şehirde beton ve araç kalabalığı var. Ne inekler mutlu, ne insanlar huzurlu…”
Vehip Emrah’ın 2008 tarihli yazısında dikkat çeken bir diğer boyut ise dini ve ahlaki hassasiyetti.
Makale boyunca hem Kur’an-ı Kerim’den hem de hadislerden örnekler verilerek, hayvanlara merhametle yaklaşmanın insan olmanın gereği olduğu vurgulanmıştı.
Bu yönüyle yazı, sadece çevresel değil, manevi bir farkındalık çağrısı olarak da değerlendiriliyor. Bugün hayvan hakları yasaları konuşulurken, o dönemde Mücadele gazetesinin sütunlarında bu konunun yer alması, Siirt basını açısından da önemli bir tarihî not niteliği taşıyor.
Gazeteci gözüyle bakıldığında, “İnek Deyip Geçmeyin” başlıklı yazı; 2000’lerin başındaki Siirt’in kentleşme sürecine, kültürel dönüşümüne ve toplumsal alışkanlıklarına ışık tutan bir belge niteliğinde.
Yazı, yerel sorunları sadece eleştirmekle kalmamış, aynı zamanda çözüm önerileriyle de dönemin belediyelerine, köy muhtarlıklarına ve halkına bir çağrı yapmıştı.
Bugün Siirt’in sokaklarında artık serbestçe dolaşan inekler yok. Fakat o yazının bıraktığı iz, şehir hafızasında hâlâ canlı.
“O gün ‘İnek deyip geçmeyin’ dedik.
Belki bir inek kadar sabırlı olsaydık, birçok mesele çözülecekti.
Çünkü bazen bir hayvanın sessizliği, bir insanın vicdanından daha çok şey anlatır.”
(Vehip Emrah – Mücadele, 2008)
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.