9203,37%1,11
39,71% 0,11
45,62% -0,20
4287,56% -0,21
6935,52% 0,00
Rona Aslan ve Ediz Servan Erdinç Söyleşi
İşçilikten Ustalığa Akan Bir Kalem Olan Şair Rona Aslan
Ediz Servan Erdinç: “Merhaba Rona Aslan Hanım, ilk önce benimle söyleşi yapma ricamı kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederim. Efendim, izniniz nezdinde sizi kısaca tanıyabilir miyiz?”
Rona Aslan: “Diyarbakır’da doğdum. İstanbul’da büyüdüm. Şiirle tanışmam annem ve babamın şiire olan ilgisiyle başladı.
Ediz Servan Erdinç: “Kurucusu olduğum Derin dergiye yolladığınız ‘Rüzgâr’ adlı şiirizde ve Düşünce dergisinde yer alan ‘Kaybolmak’ adlı şiirinizde biçim olarak sade bir dil fakat içerik olarak çok derin anlatımlar gördüm, bu beni bir okuyucu olarak heyecanlandırdı, ‘Dalgın’ adlı şiir kitabınızı sipariş ettim, aynı lezzeti kitabınızdaki şiirlerinizden de aldım, bu şekilde yazmayı bilinçli olarak mı seçiyorsunuz yoksa ilham meleği size böyle mi yazdırıyor? Şiirleriniz üzerinde çalışma hissini verdiniz, sizde kuyumcu titizliğiyle işçilik ve işçilikten ustalığa akan bir şairlik gördüm, bunlar hakkında neler söylemek istersiniz efendim?”
Rona Aslan: “Mallarme; şiir, düşüncelerle değil kelimelerle yazılır, diyordu. Bu minvalde ben de şunu söyleyebilirim ki tek bir kelimenin şiirdeki harmonisi ve semantik derinliği beni çok düşündürüyor, bazen bir kelimenin dört dildeki fonetiğine ve etimolojisine bakıyorum evet şiirlerime bir ağacın can suyunu tüm yapraklarına dağıtırken ki özeni ve inceliği gibi çalışıyorum diyebilirim.”
Ediz Servan Erdinç: “Ödül almış kitap dosyaları ve tek şiir üzerinden düzenlenen şiir yarışmaları hakkında ne düşünüyorsunuz? Siz de ödüller aldınız, tüm içtenliğimle tebrik ederim, sizce ödüllerin şaire – yazara katkısı var mı, yazan kişiyi daha iyi yazmaya teşvik ediyor mu, siz bunun manevi faydasını gördünüz mü efendim?”
Rona Aslan: “Ödül bir kitabın kapağını ön plana çıkarır, oysa içerik mevzusu çok daha derin bir meseledir. Elbette edebiyat duayenlerinin dosyanın teknik analizini yapıp özgün bir ses yakaladıkları için ödüle değer buldukları dosyalar başka. Ruhtan damıtılan eserler ödül de almasalar okuyucusunu bulurlar.”
Ediz Servan Erdinç: “Dergiler hakkında ne düşünüyorsunuz, sizce siz şairlere – yazarlara ve edebiyata katkısı var mı efendim?”
Rona Aslan: “Dergiler, genç şairlerin bilinme ve anlaşılma çağrılarına yolu uzun sürecek bir kapı aralıyorlar.”
Ediz Servan Erdinç: “İlk kitabınızın ismi imgeli ve üç kelimeden oluşuyor fakat sonra sizin şiirlerinizin isimlerinin tek kelimeden oluştuğunu gördük. Dalgın, rüya, kuyu ve diğer şiirlerinizin isimlerini bilerek mi böyle yaptınız yoksa durum mu böyle gelişti efendim?”
Rona Aslan: “İlk kitabım batı şiirinin sembolik tarzından esinle yazılmıştı. On yıldan fazla bir zamanda Dünya şiiri çalıştım ve çeviriler yaptım. İlk kitabımın sesini içimde duyamadığım için biyografime almıyorum.”
Ediz Servan Erdinç: “Dalgın, adlı kitabınızda “Dede” kelimesi kendini çok yerde güçlü bir şekilde gösteriyor. Yaşar Kemal de ninesinden dinlediği masallardan esinlenerek İnce Memed adlı güçlü yapıtını yazdı, siz de dedenizden mi esinlendiniz ve geçmişten beslendiğinizi söyleyebilir miyiz efendim?”
Rona Aslan: “Ben dedemle büyüdüm. Dedem bir Mollaydı ve Tanrı’ya olan inancını derin bir sessizlikle yaşıyordu. Kimseyle sohbeti yoktu. Yalnızca benimle muhabbet ediyordu. Dedemle uzun süren muhabbetlerimiz olurdu. Anlattıklarında müthiş bir cezbe ve şevk vardı. Bir kıssayı belki yüz kez anlatmasını isterdim ama bana sanki ilk kez dinliyorum gibi gelirdi. Kendisinde müthiş bir belagat ve ruhsal enerji vardı. Allah ondan razı olsun, tedrisatından geçmek yaşamımı değiştirdi.”
Ediz Servan Erdinç: “Ustam dediğiniz, örnek aldığınız şairler var mı efendim?”
Rona Aslan: “Ustam dediğim şairler, Doğuda Mevlana Celaleddin-i Rumi’dir. Batıda, Rilke ve Pablo Neruda’dır.
Ediz Servan Erdinç: “Şiir yazan 15, 18, 20 yaşındaki genç kardeşlerimize iki üç tavsiye vermek ister misiniz efendim?”
Rona Aslan: “Şiir yazan kardeşlerimize tavsiyem Tanrı “oku” dedi, yaz demedi, olabilir. Lakin hassas kalpleri müşkül bir hâle düşüp artık dünyayı kaldıramayacak vaziyete geldiğinde, kalem onların en yakın arkadaşı olacaktır.”
Ediz Servan Erdinç: “Her şairin “Benim şehrim -kentim” dediği bir şehri, kenti vardır, sizin de şairliğinizde çok öneme sahip olan şehir yahut şehirleriniz var mı efendim?”
Rona Aslan: “Benim şehrim öncelikle doğduğum kenttir. Sarsılmaz bağlarla bağlıyım yurduma.Ve elbette sonra yalnızlığın, kaçışın, umudun başkenti İstanbul.”
Ediz Servan Erdinç: “Benimle söyleşi yapıp kıymetli vaktiğinizi ayırdığınız için çok teşekkür ederim, son olarak neler
Söylemek istersiniz efendim?”
Rona Aslan: “Sizin edebiyata olan tutkunuzu takdir ediyorum ve gönlünüzün aydınlığının yaşamınıza tesir etmesini diliyorum. Teşekkür ederim.”