Bir Yanı Safa, Bir Yanı Merve: Gazzeli Annelerin Sessiz Feryadı

Zemzem arayan Hz. Hacer’in izinde; bir kucakta İsmail, diğer yanda bombaların gölgesinde hayatta kalmaya çalışan masum çocuklar... Gazze, adeta çağdaş bir Hacerler şehri…

---Gazze: Modern çağın vicdan aynası…

Orta Doğu’nun kanayan yarası Gazze, sadece jeopolitik çatışmaların değil, insanlık onurunun da sınandığı bir coğrafya haline geldi. Görsellerde resmedilen anneler, kucaklarındaki çocuklarıyla birlikte hayatta kalma mücadelesi verirken, bir yandan da tarihsel ve manevi bir sembole dönüşüyor: Hz. Hacer.

Safa ile Merve arasında koşarken susuzluğa çare arayan Hz. Hacer’in hikâyesi, bugün Gazze’nin dar sokaklarında, enkaz altlarında, çadır kentlerde yeniden yazılıyor. Her annenin kucağında bir İsmail var; ve her annenin gözlerinde umutsuzca aranan bir “zemzem”…

---Kelebeklerden kısa süren çocukluklar

İkinci görsel ise yürek burkan başka bir gerçeği gözler önüne seriyor. Üzerinde Filistin bayrağı olan arka fonda yer alan cümle, “Kelebeklerin bile çocuklardan daha uzun yaşadığı bir şehir var: Gazze.” ifadesiyle, masumiyetin acı sonunu dile getiriyor. Gazze’de çocuk olmak, bir kelebeğin ömründen daha kısa sürebilen bir hayal artık…

---İnsanlık için bir sınav: Sessiz kalmak mı, ses olmak mı?

Uluslararası toplumun büyük bir kısmı yaşananları ya görmezden geliyor ya da politik dengeler uğruna susmayı tercih ediyor. Oysa Gazze'de her yeni gün, bir annenin çocuğunu yitirdiği, bir çocuğun annesiz kaldığı bir acıyla başlıyor.

---Gazze'de her taşın altında bir dua, her gözyaşında bir ağıt var...

Bu görseller sadece bir sanat eseri değil; aynı zamanda insanlığın sessiz çığlığına dönüşmüş tanıklık belgesidir. Annelerin ayakları yalın, yolları taşlı… Ama yürekleri Hz. Hacer gibi dirençli ve sabırlı.

Gazze bugün, vicdan sahibi her bireyin aynaya bakma zamanıdır. Herkesin sorması gereken soru şu: Bir gün Gazze’de kelebeğin ömrü, bir çocuğun gülümsemesinden daha uzun olmayacak mı?