9203,37%1,11
39,71% 0,11
45,62% -0,20
4287,56% -0,21
6935,52% 0,00
Kitap Adı: Siirt Tarihi
Yazar: Siirt Müftüsü Ömer Atalay
Basım: İstanbul, Çeltut Matbaası - 1946
Kaynak: Siirt Ürünleri Tanıtım Derneği Arşivi
Osmanlı’nın son döneminde ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında Siirt Müftülüğü görevini yürütmüş olan Ömer Atalay, uzun yıllar süren araştırma ve gözlemlerinin ürünü olan “Siirt Tarihi” adlı eserini 1946’da yayımlamıştır. Eser, Siirt’in yalnızca siyasi ve idari değil; aynı zamanda ekonomik, sosyal, kültürel ve sağlık altyapısına dair ilk elden bilgiler sunmaktadır.
Siirt’te sanayileşmenin ilk örneklerinden biri olan Yeni Hayat Un Fabrikası, şehir merkezinin 300 metre güneybatısında kurulmuştur.
75 beygir gücünde motorla çalışan fabrika, 1939 yılına kadar tam donanımlı şekilde faaliyetteydi.
Ancak büyük bir yangında büyük kısmı kül oldu. Yalnızca 40 beygir gücündeki motor kurtarılabildi.
1940’lı yıllarda İktisat Bakanlığı’nın desteği ve Siirtli ileri gelenlerden Yasin Aral’ın girişimiyle yeniden inşa edilen fabrika, günlük 10 ton un üretimi kapasitesine ulaşmıştı.
Şehir merkezine 500 metre mesafede kurulu olan Azmi Sebat değirmeni ise 10 beygir gücünde, motorlu, fakat elek sistemi olmayan bir yapıda faaliyet göstermekteydi.
Merkezde kurulu 135 adet iptidai tezgâhta, özellikle keçi tiftiğinden dokunan ünlü Siirt battaniyeleri üretilmekteydi.
Battaniyeler hem yurt içine hem yurt dışına ihraç ediliyordu.
Ayrıca 20 tezgâhta peşkir, çarşaf gibi ürünler üretilse de yetersizdi.
Eruh ve Şırnak çevresinde dokunan sağlam kumaşlar ile yıllık 10.000 top kumaş üretimi sağlanıyor, yöre halkı bu ürünleri kıyafet olarak kullanıyordu.
Perdeler, yastıklar, makine örtüleri, nakışlı ve nakışsız ev eşyaları da bu atölyelerde üretiliyordu.
Siirt’te geniş ticari hareketlilik zayıftı. Büyük sermayedarların bölgeden çekildiği ve sadece birkaç ailenin ticareti sürdürdüğü ifade ediliyor.
Ürün ticareti genellikle İstanbul, Van ve Diyarbakır gibi merkezlere yönlendirilmekteydi.
İhracat kalemleri arasında:
Bal, balmumu, kuru üzüm, peynir, yağ, ceviz, badem, fındık, tiftik, yapağı, mazi, kitre, tilki ve sansar derileri gibi kıymetli ürünler yer alıyordu.
Halkın genel sağlık durumu kayıtsızlığa rağmen “fena değil” şeklinde değerlendiriliyor.
Sıtma özellikle pirinç tarlalarının ve tuzlalara yakın alanların başlıca sorunu olarak tanımlanıyor.
Yaygın hastalıklar arasında:
Frengi
Verem
Cüzzam
Bu hastalıklara rağmen bölgenin havasının temiz ve sağlıklı olması, birçok salgın hastalığın yayılmasını engellediği belirtiliyor.
Siirt Merkez’de bir Memleket Hastanesi ve bir Trahom Hastanesi hizmet vermekteydi.
Ömer Atalay’ın eseri yalnızca bir tarih kitabı değil; aynı zamanda bir dönemin Siirt’ine tutulmuş aynadır. Sayfalar arasında; köylünün yaşam tarzı, şehrin üretim gücü, sağlık koşulları, ticaret bağlantıları ve sosyal hayatı detaylı şekilde sunuluyor. Bu yönüyle, modern kent tarihçiliği açısından da eşsizdir.
Siirt Ürünleri Tanıtım Derneği Başkanlığı olarak, bu tarihi ve kültürel mirasın korunmasını ve gelecek kuşaklara aktarılmasını asli görevimiz biliyor; Müftü Ömer Atalay’ı rahmet ve minnetle anıyoruz. Onun kaleminden dökülen bu bilgiler, Siirt’in bugünkü üretim gücünün ve toplumsal yapısının temel taşlarını anlamamıza vesile olmaktadır.
Not: Bu haber, 1946 yılı basımı “Siirt Tarihi” adlı eserin tıpkıbasım belgeleri ve sayfalarından derlenmiştir. Her bir satırı Siirt’in dünüyle bugününü buluşturmaktadır.