1914’te Siirt’in Demografik Haritası: Farklı İnanç ve Kimliklerin Bir Arada Yaşadığı Tarihi Bir Mozaik
Osmanlı’nın Son Döneminde Siirt: Rakamlarla Birlikte Yaşamanın Tablosu
1914 yılına ait Osmanlı nüfus sayımı verileri, Siirt’in tarihsel ve sosyolojik yapısını ortaya koyan dikkat çekici bir tablo sunuyor. Bitlis Vilayeti’ne bağlı Siirt Sancağı’nın o dönemki kazaları olan Siirt, Eruh, Pervari, Şirvan ve Garzan, toplamda 105.808 kişilik bir nüfusa ev sahipliği yapıyordu. Bu nüfusun 86.463’ü Müslüman, 19.345’i ise gayrimüslimlerden oluşuyordu.
Müslüman Nüfusun Yoğunluğu
1914 itibariyle bölgede yaşayan insanların büyük çoğunluğunu Müslümanlar oluşturuyordu. İl bazında dağılıma bakıldığında:
Siirt merkezde 27.649,
Eruh’ta 22.677,
Şirvan’da 15.181,
Garzan’da 14.541,
Pervari’de ise 6.415 Müslüman bulunmaktaydı.
Bu rakamlar, o dönem Siirt Sancağı’nda İslam inancının geniş bir coğrafyada köklü biçimde yer aldığını ortaya koyuyor.
Gayrimüslim Varlığı: Zengin Bir Kültürel Doku
Toplam 19.345 kişilik gayrimüslim nüfus, bölgenin tarih boyunca çok kültürlü yapısını yansıtıyor. Ermeniler, Süryaniler, Protestanlar ve Keldaniler, bu topraklarda yüzyıllar boyunca yaşamış, kültürel ve dini izler bırakmıştır.
Ermeniler: 10.828 kişiyle en kalabalık gayrimüslim grubu oluşturuyor. Garzan (4.225) ve Siirt (2.218) başta olmak üzere birçok kazada önemli sayılara ulaşıyor.
Keldaniler: 4.356 kişiyle dikkat çekiyor. En yoğun yaşadıkları yerler Pervari (1.781) ve Siirt (1.549).
Süryaniler: 3.642 kişilik bir nüfusa sahip. En fazla Şirvan (1.109) ve Siirt (775) kazalarında görülüyorlar.
Protestanlar: Daha küçük bir topluluğu temsil eden 519 kişiyle varlık gösteriyorlar. Özellikle Siirt ve Garzan’da bulunuyorlar.
Kaza Bazlı Nüfus Toplamları:
Siirt: 32.603
Eruh: 26.235
Garzan: 19.989
Şirvan: 17.559
Pervari: 9.522
Demografik Haritanın Işığında Tarihi Sorumluluk
1914 verileri, Siirt’in sadece etnik ve dini açıdan değil, aynı zamanda kültürel zenginlik açısından da kadim bir merkez olduğunu gözler önüne seriyor. Farklı inanç ve toplulukların bir arada yaşadığı bu topraklar, Osmanlı’nın son döneminde Anadolu’nun barış içinde yaşama kültürünün bir örneğini teşkil ediyor.
Ancak bu mozaik, ilerleyen yıllarda savaşlar, tehcirler ve göçlerle derin yaralar aldı. Bugün elimizde kalan bu tür arşiv belgeleri, sadece birer sayı değil; geçmişe ışık tutan, hafızamızı diri tutan önemli tanıklıklardır.
Kaynak:
Salname-i Vilayet-i Bitlis, Bitlis Vilayet Matbaası, 1310/1892, s. 283–284.
---Sonuç:
1914’teki Siirt, farklı etnik ve dini toplulukların bir arada yaşadığı, çok katmanlı bir Anadolu şehridir. Bu tarihsel veriler, sadece bir demografi değil; aynı zamanda birlikte yaşama kültürünün tarihsel kaydıdır. Bugünün toplumsal barışı ve kültürel mirası için geçmişi bilmek, anlamak ve ders çıkarmak hayati önem taşımaktadır.
Gazeteci Nizamettin İzgi

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.