Tarih: 19.09.2025 11:39

Türkiye’de Doğumlar Alarm Veriyor: Çocuk Sayısı Tarihi Dipte

Facebook Twitter Linked-in

Türkiye'de evlilik yaşı her geçen yıl yükselirken, çocuk sahibi olma oranları da dikkat çekici biçimde düşüyor. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) 2025 verilerine göre, 0-4 yaş aralığındaki çocuk sayısı 4 milyon 945 bin 831'e gerileyerek Cumhuriyet tarihinin en düşük seviyelerinden birine indi.

Ekonomik Krizin Gölgesinde Sessiz Demografik Sorun

AK Parti'nin Ağustos ayında sahada yaptığı araştırmada da bu tabloya dikkat çekildi. Araştırmaya göre toplumun gündeminde ilk sırayı "hayat pahalılığı ve enflasyon" alırken, bunun yanında ekonomik krizin gölgesinde sessizce ilerleyen demografik sorunlar da kaygı verici boyutlara ulaştı.

Evlilik Erteleniyor, Çocuk Yapmak Lüks Görülüyor

Raporda, evlenme yaşının giderek yükseldiği, çocuk sahibi olmanın ise ekonomik nedenlerle ertelendiği veya vazgeçilen bir tercih haline geldiği ifade edildi. Uzmanlar, bu durumun sadece ekonomik sebeplerle değil; toplumsal ve kültürel dönüşümlerle de yakından ilgili olduğuna dikkat çekiyor.

Gelir düzeyi düşük gruplarda evlilik ve çocuk sahibi olma oranının hâlâ daha yüksek olduğunun altı çizilirken, genel düşüşün yalnızca ekonomik gerekçelere bağlanamayacağı vurgulandı.

Siyasi Görüşlere Göre Farklı Yaklaşımlar

Araştırmada seçmen eğilimleri de incelendi. Buna göre:

CHP, İYİ Parti ve DEM Parti seçmenleri çocuk sayısındaki düşüşü büyük oranda ekonomik gerekçelerle açıklıyor.

AK Parti ve MHP seçmenleri ise ekonomik faktörlerin yanı sıra "aile değerlerinin zayıflaması" ve "gençlerin evlilikten uzaklaşması" gibi kültürel nedenleri ön plana çıkarıyor.

Çocuk Sayısındaki Düşüşün Başlıca Nedenleri

Raporda Türkiye'de doğum oranlarının gerilemesine yol açan faktörler şöyle sıralandı:

Ekonomik zorluklar

Değişen kültürel yapılar

Aile kavramının önem kaybetmesi

Gençlerin evliliğe mesafeli yaklaşması

Kadın istihdamındaki artış

Uzmanlardan Uyarı: Demografik Yapı Hızla Yaşlanıyor

Demografi uzmanları, doğum oranlarındaki bu düşüşün uzun vadede Türkiye'nin yaş ortalamasını hızla yükselteceğini, işgücü piyasası ve sosyal güvenlik dengeleri üzerinde ciddi etkiler yaratacağını vurguluyor.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —